Kişilik: Mizaç ve Karakter

Kişiliğin Tanımı/Özellikleri

Kişilik kelime anlamı olarak bireyin toplumsal yaşam içinde edindiği alışkanlıkların ve davranış biçimlerinin tümü olarak tanımlanır. Yani kişilik; kişinin özünü oluşturan, kişiyi kişi yapan özelliklerdir.

Bir insanı ele aldığımızda kişilik yapısı onu diğerlerinden ayırıcı bir özelliğe sahiptir. Kişinin kendisine özgü davranış ve tutumların, duygu ve düşüncelerin bütünüdür. Senemoğlu (2004), kişiliği ‘ Bireyi başkalarından ayıran; bireyin doğuştan getirdiği ve sonradan kazandığı özelliklerin tümü‘ olarak tanımlar.

Kişilik dinamik bir yapıdır, sürekli gelişim içindedir. Kişilik özellikleri bir bütünlük içinde duyarlıdır. Öğrenilmiş -aile, sosyal çevre- ve öğrenilmemiş -kalıtım ile gelen-  yapılardan oluşur. Çevre ile ilişki kurarak uyum sağlamamızı sağlar. Kişilik, bir insan canlısının mizacının/huyunun ve karakterinin toplamıdır. İkisi de kişiliğin farklı yönlerini tanımlar.

 

Mizaç

Mizaç (temperament); yaratılış, fıtrat, tabiat gibi kavramlar ile eşanlamlı olarak kullanılır. İçsel eğilim anlamına gelmektedir. Mizaçtan söz ederken kişiliğin nörobiyolojik yapısına değinmiş oluruz. Kalıtımsal yollar ile kişiye geçen, yaşam boyunca sabit ve çevresel faktörlerden etkilenmeyen bir yapıya sahiptir. Doğuştan var olan davranış örüntüleridir.

 

Karakter

Karakter, doğuştan getirilen mizaç özelliklerinin üzerine sonradan kazanılmış özellikleri ifade eder. Birey ve çevresi arasındaki ilişkide karakter; sürekli, tutarlı ve kalıplaşmış özellikleri arz eder.

Kısaca Karakter; kişinin kendine özgü düşünüş ve davranış örüntülerini, Mizaç; doğuştan getirdiği  biyolojik özellikleri, Kişilik ise ikisinin dinamik bütünlüğünü ifade eder. Kişilik, kalıtım ve çevrenin ürünüdür.

 

Kişilik Bozuklukları

Kişilik bozuklukları kişinin hayatında belirgin işlev kaybına yol açmaktadır. Genellikle ergenlik döneminde başlayıp uzun süre devam eden, çevreye uyum problemi oluşturan bozukluklardır. Kişilik bozukluklarında eşlik eden rahatsızlık görülme oranı yüksektir. Bu kişiler genelde tedaviye karşı direnç gösterirler. Kişilik bozukluğu tanısı koyma aşamasında psikiyatrik muayene, aile görüşmesi, psikiyatrik test ve ölçekler, gerekirse EEG, MR gibi görüntüleme tekniklerine başvurulur.

 

Kişilik bozuklukları 3 ana kümede incelenir:

A Kümesi Kişilik Bozuklukları

Paranoid Kişilik Bozukluğu: Başkalarının davranışlarını kötü niyetli olarak yorumlayıp sürekli bir güvensizlik ve kuşkuculuk hali.  Kendisinin başkaları tarafından zarar göreceği veya sömüreceklerine dair kuşkuları vardır. Sözlerinin kendisine karşı kullanılma ihtimaline karşı kimseye sır vermek istemezler. Şüpheyle yaşarlar. Sürekli kin beslerler. Çabuk öfkelenip ani tepkiler verirler. Eşlerinin sadakati ile ilgili kuşkuları vardır.

 

Şizoid Kişilik Bozukluğu: Sürekli toplumsal ilişkilerden kopma ve duyguların anlatımında kısıtlı olma örüntüsü. Aileden uzak –bir parçası değilmiş gibi- yaşarlar. Yakın ilişkiye girmez ve bu ilişkilerden zevk almazlar. Cinselliğe karşı ilgisizlerdir. Çok az şeyden zevk alırlar. Övgü ve eleştiriye karşı aynı ilgisizlikle yaklaşırlar. Yakın arkadaşı yoktur ve tek düze bir duygulanım gösterirler.

 

Şizotipal Kişilik Bozukluğu: Bilişsel veya algısal çarpıklıkların ve normal olmayan davranışların dışında yakın ilişkilerden rahatsızlık duyma, ilişkiye girebilme becerisinde yetersizlik ile kendini gösteren toplumsal ve kişilerarası yetersizliklerin olduğu görece sürekli bir örüntü. Aşırı alıngan (referans) fikirler, sosyal çevre ve kültürüyle uyumlu olmayan farklı inanış veya büyüsel düşünceler vardır. Paranoid ve kuşkucu düşünce yapısı ve uygun olmayan duygulanım söz konusudur. Aşırı toplumsal anksiyete vardır.

B Kümesi Kişilik Bozuklukları

Antisosyal Kişilik Bozukluğu: Ergenlikte başlayan, başkalarının haklarını görmezden gelme, diğerlerinin hakkına tecavüz etme örüntüsü. Toplumsal kurallara ve yasalara uymayan davranışlar sergileme, yalan söyleme, kişisel çıkar için başkalarını aldatma, dürtüsellik, sinirlilik ve saldırganlık hakim olan davranış örüntüleridir. Sempati duyguları yoktur. Vicdan azabı çekmezler. Belirli ve sürekli sorumlulukları yerine getiremezler.

 

Borderline Kişilik Bozukluğu: Kişiler arası ilişkilerde, benlik algısında ve duygulanımda tutarsızlık ve belirgin dürtüselliğin olduğu sürekli bir örüntü. Aşırı büyütme ve yerin dibine sokma uçları arasında gidip gelme, gergin ve tutarsız ilişkiler. Duygularında dürtüselliğe bağlı tutarsızlık ve kimlik karmaşası. Gerçek veya hayali ayrılıklardan kaçınmak için aşırı davranış tutumları sergilerler.

 

Histriyonik Kişilik Bozukluğu: Aşırı duygusallık ve ilgi arayışı gösteren bir örüntü.İlgi olmadığı durumlarda rahatsız olur, başkalarıyla iletişimi çoğu zaman uygunsuz bir şekilde cinsel yönden davranışlarla ilgilidir. Hızlı değişen ve yüzeysel kalan duygular sergiler. İlgi çekecek İçin fiziksel görümünü kullanır. Başkalarını etkilemeye yönelik bir konuşma biçimi vardır. Gösteriş yapar, yapmacık davranır.

 

Narsistik Kişilik Bozukluğu: Üstünlük duygusu, beğenilme gereksinimi ve empati yapamamanın olduğu sürekli bir örüntü. Çok önemli biri olduğuna dair düşünceler, ancak kendisini üstün kişilerin anlayabileceğine inanır. Çok beğenilmek ister, empati yapamazlar. Çoğunlukla çevresindekilerin kendisini beğendiğini düşür. Başarı, güç, zeka, güzellik gibi düşünceler üzerinde yoğunlaşırlar.

 

C Kümesi Kişilik Bozuklukları

Çekingen Kişilik Bozukluğu: Toplumsal ketlenmenin, yetersizlik duygularının ve olumsuz değerlendirmeye aşırı duyarlılığın olduğu sürekli bir örüntü. Eleştirilme, beğenilmeme ya da dışlanacak korkusuyla ilişkilerden kaçınma, alay konusu olacağı korkusu yüzünden ilişkilerde tutukluk gösterirler. Yeni kişilerle aynı ortamda bulunmayı sevmezler. Kendilerini beceriksiz görürler.

 

Bağımlı Kişilik Bozukluğu: Uysal davranışa ve ayrılma korkusuna yol açan biçimde kendisine bakılması gerektiği düşüncesinin aşırı olduğu sürekli bir örüntü. Öğüt ve destek almazsa karar vermede güçlük, farklı bir görüşe sahip olduğunu ifade edememe, kendi başına iş yapamam zorluğu vardır. Tek kaldıkları zaman kendilerini rahatsız ve çaresiz hissederler.

 

Obsesif Kompulsif Kişilik Bozukluğu: Ne pahasına olursa olsun düzenlilik, mükemmeliyetçilik, üzerine aşırı kafa yormanın olduğu sürekli bir örüntü. Asıl amacı unutturacak şekilde ayrıntıya takılma, işi bitirmeye engel olan davranışlar. Sosyal çevreden uzak kalacak şekilde kendilerini işe adarlar. Başka biri ile çalışmak istemez. Katı ve inatçıdırlar.

 

Yukarıda belirtilen herhangi bir kişilik bozukluğu belirtisi görüldüğü zaman bir klinik psikolog uzmanına ya da psikiyatri doktoruna başvurmak gerekmektedir. Başlangıç semptomlarının hafif olmasına rağmen giderek ağırlaşan bir tabloda sadece bireyin kendi işlevselliğini değil; aile hayatı, iş hayatı, sosyal çevresi de olumsuz yönde etkilenecektir. Tedavide psikofarmakolojik ve psikoterapötik tedavinin eş güdümlü olması gerekmektedir.

 

Kaynakça ve İleri Okuma:

 

Yazar: Sena MERCAN

Yorum yapın