Antisosyal Kişilik Bozukluğu ve Psikopati Nedir ?

Antisosyal Kişilik Bozukluğu aldatıcı ve saldırgan davranış yoluyla, vicdan azabı ya da bağlılık söz konusu olmadan başkalarının hakkını sürekli olarak ihlal ve gözardı etme eğilimleridir. Psikopati ise 1980 yılında DSM-III’te yayınlanana kadar Antisosyal Kişilik Bozukluğu (ASKB) yerine kullanılmıştır. Empati eksikliği, şişirilmiş ya da kibirli bir kendini övme, söz cambazlığı ve yüzeysel etkileyicilik gibi duygulanımsalözelliklerin karşılığı “Psikopati” olarak tanımlanmıştır.

Antisosyal Kişilik Bozukluğu ve Psikopatinin Klinik Tablosu

Yetersiz Vicdan Gelişimi

Vicdan gelişimleri ya çok geridedir ya da hiç yoktur. Etik değerler ve anlama-kabul etme yetisinden yoksundurlar. Söz cambazlığı ve yüzeysel etkileyicilik özellikleri sayesinde ahlak kurallarına uyuyormuş gibi görünebilirler fakat davranışları bunun tam tersini gösterir.

Sorumsuz ve İtkisel Davranışlar

“Öteki” umurlarında değildir. “Öteki” kavramını oturtamadıkları için empati de kuramazlar. Acı çektirmekten ve fiziksel şiddetten haz duyarlar. Herşeyi hak ettikleri sanrısını sıklıkla yaşarlar. Örneğin hırsızlık yapan bir antisosyal kişilik bozukluğu olan bireye göre hırsızlık onun vicdanına göre hiçbir şeydir. Çünkü kendisi o kadar yüksektir ki ona göre çaldığı şey zaten onun olmalı, onu hak ediyordur. “İstediğim her şeyi istediğim her an elde edebilirim, önümdeki engelleri de yok edebilirim.” düşüncesine sahiptirler. Sosyal düzen ve yasalar umurlarında değildir. Ayrıca bu insanlardacezalandırmaya karşı yetersiz kaygı vardır. Cezayı ve cezaya neden olabilecek davranışlara karşı öğrenmeye dirençlidirler. O yüzden sürekli hapse girip çıkarlar. Ceza tehlikesi karşısında çok rahat yalanlar söylerler.

Başkalarını Etkileme ve İstismar Etme Yeteneği

Kendilerini sevdiren hareketleriyle ve söz cambazlıklarıyla yeniarkadaşlar edinirler. Başkalarının hassas noktalarını, gereksinimlerini çok iyi kestirirler ve bunu kullanırlar. Çok sık yalan söylerler, yalanları ortayaçıktığında üzülmüş gibi yaparlar çünkü duyguları yoktur, duygular onlar için ikinci bir dil gibidir. Bu dili kullanmaları için yüksek düzeyde bilişselçaba sarf etmeleri gerekir. Cinsel ilişkilerde de zorlayıcı ve istismar edici olabilir ayrıca eş olarak da sadakatsizdirler.

 

ASKB ve Psikopatinin Nedenleri

Araştırmalar; genetik etkenlerin, bireyin mizacının, duygusal eksikliklerinin antisosyal ve psikopatik davranışların erken yaşlarda bir başa çıkma tarzı olarak öğrenildiğini göstermektedir. Erken yaşlardaortaya çıktığı için araştırmacılar çoğunlukla çevresel ve biyolojik nedenlere yoğunlaşmıştır.

Genetik Etkenler

ASKB ve Psikopatinin genetik etkileri araştırılırken genellikle tek-çift yumurta ikizleri ile evlat edinme yöntemi kullanılmıştır. Yani ikizlerden biri suça eğilimli aileye, diğeri suça eğilimli olmayan aileye verilmiştir. Araştırmanın sonucunda ortalama kalıtsallık görülmüştür. Fakat çevresel faktörlerin de kalıtsallık kadar önemli olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Yapılan başka bir araştırmada ASKB olan biyolojik anne babalardan evlat edinilen çocuklarda antisosyal kişilik bozukluğu görülme olasılığının evlat edinen anne babanın bu çocuklara olumsuz çevre sunmaları durumunda, daha normal çevre sunan anne babaların çocuklarına oranla daha yüksek olduğu görülmüştür.

 

Daha Genel Duygusal Yetersizlikler

ASKB ve Psikopatilerde daha genel duygusal yetersizlik olup olmadığı ile ilgili çalışmalar yapılmıştır. Bireylere duygusal açıdan rahatsızlıkları çok belirgin olan fotoğraflar gösterilmiş (ağlayan insan fotoğrafları) ve normal bireylere oranla daha az tepki vermişlerdir. Çalışmanın sonunda ASKB ve Psikopati olan bireylerde empati eksikliği olabileceği sonucunavarılmıştır. Yapılan başka bir çalışma sonucu bu tip duygusal yetersizliklerin kısmen de olsa amigdala işlev bozukluğundan kaynaklandığına ulaşılmıştır. Kısacası duygular Antisosyal kişilik bozukluğu hastaları ve Psikopatiler için ikinci bir dil gibidir. Duyguları fotokopi misali kopya ederler veduygularını “İnsanlar bu durumlarda ağlıyorlar, ben de ağlayayım.” şeklinde ifade ederler.

 

Erken Dönemde Anne Baba Kaybı, Anne Baba TarafındanReddedilme ve Tutarsızlık

Anne baba tarafından reddedilme, istismar ve ihmal edilme, tutarsızdisiplin, zayıf aile denetimi ve buna benzer başka sorunlar ASKB ve Psikopatiye neden olmaktadır. Fakat bununla birlikte bu tür sorunların bazı insanların bu sorunlara karşı daha duyarlı olması sebebiyle ASKB ve Psikopatinin sebeplerini yeterince açıklayamadığı sonucu da göz önünde bulundurulmuştur. Erken dönemdeki antisosyal davranışlar günümüzde davranış bozukluğu olarak yanlış aktarılabiliyor. Örneğin okulda arkadaşının eline kalem saplayan çocuk “Yanlışlıkla oldu.” diyor ve davranış bozukluğu olarak kabul ediliyor fakat biliyoruz ki kimse yanlışlıkla böyle bir davranışta bulunmaz. Anne baba disiplini okulla beraber otoriteyi ciddiye almama ve otoriteyle ciddi anlamda çatışma belirtileri gösterebilir. (Örneğin; 7 yaşındaki çocuğun öğretmeni tuvalete gitmesine izin vermediği için kapıyı çarpıp çıkması ve elinde kakasıyla gelip tahtaya kakasını sürmesi davranış problemi değil antisosyal çekirdeğin kendisidir.)

 

Sosyokültürel Nedensel Etkenler

Kültürel etkenler bozukluğun kesin dışavurumlarını etkiler ve gelişimini teşvik eden ya da zorlaştıran sosyokültürel etkenler doğrultusunda farklılıklar gösterir. Kültürel farklılıkların kendini gösterdiği en önemli nokta saldırgan veşiddet içerikli davranışlardır. Örneğin Batı ile Doğu karşılaştırıldığında;Çin gibi kimi kültürlerde ASKB ve Psikopati bireylerinin saldırgan veşiddet içerikli davranışlar sergileme olasılığı düşüktür.

 

Antisosyal Kişilik Bozukluğu ve Psikopatinin Tedavi ve Sonuçları

Eğer bireyin patolojik bir geçmişi yoksa; ergenlikte davranış bozukluğu yaşıyorsa ilerleyen dönemlerde kendiliğinden kaybolabilir. Fakat budavranış bozukluğunun derecesi önemlidir. Patolojik yalan, hırsızlık,kamu malına zarar verme, uyuşturucu buna örnek verilebilir. Bunlar zaten ergenlik dönemi dengesiz bir dönem olduğundan minimal düzeydekarşılaştığımız şeylerdir.

Tedavi safhasına geçtiğimizde; bireyler kişisel bir sıkıntı çekmezler ve tedaviye gereksinim duymazlar. Genelde cezaevine düştüklerindezorunlu programa dahil edilirler ve neredeyse ilk kez bu şekilde terapiylekarşılaşırlar. Tedavisi çok güçtür. EKT ve ilaçlar kesinlikle kullanılır.Bireylerin ilaca devamlılık motivasyonları düşük olduğu için ilaç tedavisine de olumlu cevap vermezler (ilacı içtim der içmez).

Sık kullanılan terapi tekniği olan BDT’de ortak hedef benlik denetimi ve sosyal bakış açısı (empati yani öteki) kazanmayı öğretmektir. Kurban farkındalığı artırılmaya çalışılır. Yani kurban ettiği kişinin yaşayabileceklerine karşı uyandırma yapılır. Öfke yönetimi öğretilir. Tutumları değiştirilir ve varsa bağımlılıkları tedavi edilir.

 

Tükenmiş Psikopatlar

Belli bir yaşa gelene kadar çok kez hapse girip artık bu durumdan sıkılanbireylerdir. Tedavi olmamalarına rağmen iyileşmemelerine ve antisosyal olmaya devam etmelerine rağmen antisosyal davranış sergilemezler.

 

Antisosyal Kişilik Bozukluğu ve Psikopatinin Önlenmesi

ASKB ve psikopatiyi önlemek için birçok program geliştirilmiştir. Bunların temel amacı tüm risk faktörlerini minimuma indirmektir. Antisosyal kişilik bozukluğu ve Psikopatinin önlenmesi için anne babalara disiplin ve denetim öğretimi programları düzenlenmiştir. Bu programların amacı risk altındaki çocukları okulda daha başarılı hale getirme, suça eğilimli arkadaşlardan uzak tutma ve uyuşturucu kullanımından uzak tutmaktır. Programın erken yaşlarda yürütülmesi çok daha etkili olmaktadır.

 

Fast Track (Families and Schools Together – Aileler ve Okullar Birlikte)

Fast Track ciddi oranda gelecek vaat eden çok kapsamlı, 10 yıllık bir müdahale programıdır. Programın içeriğinden bahsedecek olursak; yüksek risk grubu olarak görülen -genellikle varoş mahallelerdeki- aile ve çocuklara ana okulundan itibaren psikoeğitim verilir. Yani suça eğilimindaha fazla olacağı ortamlarda farkındalık artırmayla, empatigeliştirmeyle, ötekiyle, sosyal kuramlarla ilgili aile ve çocukları içeren bireğitim programıdır. Programın maliyeti yüksek olmakla birlikte ileridekarşılaşılacak sorunlar karşısında ödenecek bedeller düşünüldüğünde;uzun vadeli kazanımlar başlangıçtaki maliyeti fazlasıyla karşılamaktadır.Henüz ülkemizde uygulanmamaktadır. Konu ile ilgili “We Need to Talk About Kevin” filmini ve “Dexter” dizisini izleyebilirsiniz…

 

Kaynakça ve İleri Okuma:

  • James N. BUTCHER, Susan MINEKA, Jill M. HOOLEY – Anormal Psikoloji (Kaknüs Yayınları)

 

Yazar: Mengül KOPARAN

Yorum yapın