Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) | Takıntı Hastalığı

Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) 

Günlük yaşamımızda birçoğumuzun aklına  zaman zaman istem dışı, aniden giren düşünceler gelebilir. Bu düşünceler nereden geldi ki aklıma deyip  kestirip atmaya çalışırız. Birçoğumuz bu düşünceleri kestirip atarız. Ancak Obsesif- Kompulsif Bozukluğu olan kişiler bu düşünceleri kestirip atamamaktır. Kişi nasıl oluyor da bu düşünceyi kestirip atamıyor ? 

OKB’de kişinin aklına takılan zorlayıcı düşünceler, dürtüler kişiyi bir döngüye sokarak kısıtlayan bir tür hastalıktır. OKB kişide belirgin bir sıkıntıya sebep olur ,  kişinin günlük işlerini yerini getirmekte zorlayan ve toplumsal ilişkilerini önemli ölçüde bozan bir rahatsızlıktır. Obsesyon (saplantı):  Kişinin zihnine girmesine engel olamadığı tekrarlayıcı, girici, ısrarcı istenmeyen düşüncelerini, dürtülerini ve imgelerini zihninden uzaklaştıramadığı bu gibi durumlar obsesyon olarak adlandırılır. Obsesyonlar kişi de huzursuzluk ve stres yaratır.  Kompulsiyonlar (zorlantı): Kişinin obsesif düşüncelerinin yol açtığı yoğun stres ve huzursuzluğu ortadan kaldırmak için yapmak zorunda hissettiği tekrarlayıcı davranışlar ve zihinsel eylemlerdir. Kişi kompulsiyonları yerine getirmezse kötü bir şey olacağını düşünür. OKB’li bir kişi kompulsyonları yerine getirince hissettiği huzursuzluğu ve stresi geçici olarak durdurur. Bu döngü kişinin günlük işlerini yapmasını engelleyebilir.

 

Sık Görülen Obsesyon Belirtileri:

  1. Kirlenme veya Mikrop Buluşma Obsesyonları: Kişinin çevresinden pislik ya da mikrop kapma endişesidir. Örneğin tuvaletlerden kapı kollarından pislik kapma endişesi.
  1. Cinsel Obsesyonlar: Kişinin utanç verici ve kabul edilemez nitelikteki cinsel ögelerle ilgili düşüncelere ve imgelere sahip olma durumudur.   
  1. Kuşku Obsesyonları: Kişinin bir eylemi gerçekleştirdiğinden emin olup olmama durumudur. Örneğin kişinin ocağı kapatıp kapatmadığından emin olup olamaması.
  1. Saldırganlık Obsesyonları: Kişinin kendisine ve başkalarına zarar verme yönünde takıntılı düşünceleridir. 
  1. Dinsel Obsesyonlar: Dini inançlarını yoğun yaşayan kişilerde sıklıkla görülen bir obsesyondur. Kişi dini inançlarının ve görüşlerinin tam karşıtı bir şekilde ve çok yoğun sıkıntı yaratacak şekilde dini içerikli takıntılı düşünmekten kendisini alıkoyamaz.
  1. Simetri / Düzen Obsesyonları: Kişinin tüm yaşamına simetri ve düzen hakim olmasıdır. Nesnelerin ve olayların belirli bir düzende, simetri içinde bulunması takıntısıdır. 
  1. Somatik Obsesyonlar: Kişinin kanser, AIDS gibi ciddi hastalıklara yakalanması yönünde takıntılı düşünceleridir. 

 

Sık Görülen Kompulsiyon Belirtileri:

  1. Temizlik kompulsiyonu: Kirlenme veya mikrop kapma obsesyonuna yanıt olarak ortaya çıkan davranıştır.  Kişinin kirlenme veya mikrop kapma obsesyonunun ortaya çıkardığı endişeyi  gidermek için  kişinin sık sık ellerini yıkaması,  sık sık yıkanması davranışları kompulsiyonları oluşturmaktadır. 
  1. Kontrol kompulsiyonu: Kuşku obsesyonlarına yanıt olarak ortaya çıkan bir davranıştır. Bu kişiler ocağın kapalı olup olmadığı, kapıyı kapatıp kapatmadığını muslukları, prizleri, pencereleri defalarca kontrol edilebilir. 
  1. Düzenleme Kompulsiyonları: Kişinin çevresindeki nesneleri belirli bir düzende tutmaya çalışması kompulsiyonudur. Bu kişiler çevresindeki eşyaları sürekli simetri şeklinde düzenlemek isterler. 
  1. Sayma Kompulsiyonları: Obsesyonların ortaya çıkardığı kaygıyı gidermek için belirli bir nesneleri sayma ya da belirli bir sayıya kadar sayma şeklinde bir kompulsiyondur. Örneğin kişinin yolda giderken adımlarını veya merdiven basamaklarını sayması.
  1. Tekrarlama Kompulsiyonları: Kişi bir takım davranışları ve bazı hareketleri tekrar tekrar yinelediği kompulsiyonlardır. Örneğin kişinin yürürken geri gidip bastığı yerlere tekrar basma, kapıyı belirli bir şekilde 3 kez tıklatması gibi.

 Obsesif- Kompulsif Bozukluk Nedenleri: 

Herhangi bir kesinlik olmamasına karşın OKB’nin belirli bir nedeni yoktur. Çeşitli etkenlerin bir araya gelmesi ile bu hastalığın ortaya çıktığı bilinmektedir. 

  1. Genetik nedenler: OKB’de orta düzey bir  genetik etkiden söz edilebilir; kalıtımın etkisinin %30 ile %50 arasında değiştiği bildirilmektedir.
  1. Nörobiyolojik nedenler: Beyin içerisindeki sinirsel iletimde önemli bir rol oynayan serotoninin seviyesinde dengesizlik olması bir diğer neden olarak gösterilmektedir.  beyin görüntüleme çalışmaları, OKB tanısı alan insanlarda aktif olan 3 beyin bölgesi; orbitofrontal korteks, kaudat nukleus  ve anterior singulat kortekstir. OKB’li kişilerde bu üç alandaki aktivitenin arttığı gözlenmiştir. 
  1. Çocukluk Çağı Travmaları: Çocukluk  çağında yaşanılan travmalara (örneğin cinsel istismar)  maruz kalmanın OKB gelişiminde önemli rol oynadığını görülmüştür. 
  1. Kişilik Özellikleri:  Titiz, kuralcı, mükemmeliyetçi kişiler OKB’YE yatkın kişiler olarak değerlendirilmektedir. 

 

OKB’nin Görülme Sıklığı Nedir? 

    OKB’nin yaşam boyu görülme sıklığı %2,5’dir (ABD). Dünya genelinde her 100 çocuktan 1 tanesinde OKB rahatsızlığına rastlanılmaktadır. 

 

OKB Hangi Yaşlarda Başlar ve Kimlerde Daha Sık Görülür ?

OKB rahatsızlığı çocuklukta, gençlikte ve yetişkinliğin ilk yıllarında ortaya çıkar. Bozukluk, erkeklerle kıyaslandığında kadınlarda biraz daha fazla görülmektedir. OKB genellikle erkeklerde 6-15 yaşlarında, kadınlarda ise 20-29 yaşları arasında başlar.

 

OKB Nasıl Tedavi Edilir ? 

OKB’ye ilişkin çok karmaşık soruların cevaplarının henüz bulunmamasına rağmen bu rahatsızlığın etkili tedavileri vardır. OKB tedavisinde bilimsel yöntemlerle etkisi bulunmuş iki yöntem vardır. Bunlar;

  1. İlaç Tedavisi:   

      Antidepresanlar  OKB’de en yaygın kullanılan ilaçlardır. Aslında antidepresanlar depresyon tedavisi için geliştirilse de OKB tedavisinde de etkili olduğu bilinmektedir. OKB tedavisinde kullanılan ilaç grubu Seçici Serotonin Geri Alım İnhibitörleri (SSRI) adını verdiğimiz bir grup antidepresandır. Bu ilaçlar serotonin adı verilen ve sinirler arası iletide rol alan beyindeki kimyasal bir iletici olan serotoninin sinir aralığındaki miktarını sinirlere geri alınımını önleyerek arttırırlar. Bu tür ilaçların serotonini artırmasının tam olarak nasıl işe yaradığını çok belli olmamasına rağmen bu ilaçlar OKB’nin klinik belirtilerinin azalmasında yardımcı olduğu görülmektedir. OKB tedavisinde en çok reçete edilen ilaç Klomipramin’dir. Klomipramin kullanımının OKB belirtilerinin yaklaşık  %50 azalmaya yol açtığı bildirilmiştir. (Mundo,2000). 

Kullanılan ilacın etkisini göstermek için en az iki hafta beklemek gerekir. İlacın etkili olup olmadığına karar vermek için en az 10 hafta süre geçmesi beklenmelidir. 

  1. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): 

    OKB tanılı hastalar, sıklıkla kompulsif davranışların korkunç şeylerin gerçekleşmesini engelleyeceğine yönelik sihirli bir inanca sahiptir. Obsesif düşüncelerin kişide yarattığı kaygıyı, stresi ortadan kaldırmak kompulsif davranışları gerçekleştirirler. Bilişsel Davranışçı tedavide amaç kişiye kaygı veren düşünceleriyle yani obsesyonları ile karşı karşıya getirerek rahatsızlık veren düşüncenin oluşturduğu kaygıyı söndürmek ve alışma durumunun oluşmasını

sağlamaktır. Bu tedavi yönteminin obsesyonları ve kompulsiyonları azaltmada çok etkili bir yöntem olduğu bulunmuştur.   

Bilişsel davranışçı terapiler hem hastalığın tedavisinde hem de özellikle nükslerin önlenmesinde çok önemli bir yer tutmaktadır. Bilişsel davranışçı terapiler bazen tek başlarına bazen de ilaçla tedavileri ile birlikte kullanılmaktadır. 

 

Kaynakça ve İleri Okuma:

Yazar: Bahrican ÖĞÜN

Yorum yapın