Çocukla Danışma: Çocuk Ne İster, Ebeveyn Ne Anlar ?

Çocukla Danışma Nedir ?

İnsan sosyal bir canlıdır. Var olmak için üremeye ve nesilden nesile aktarılmaya ihtiyaç duyar. Bu aktarımın en başarılı örneği çocuktur. Çocuk, ailenin yapı taşıdır. Çocuğu büyütmek, geliştirmek ve bir kimlik kazandırmak ebeveynin var olan rollerinden bir tanesi olup, bir birey olarak hayatına devam edebilmesi için hayata hazırlar. Bu hazırlık sürecinde ebeveynlere düşen roller oldukça zorludur. Var olan düzenin ritmine ayak uydurmak, değişen ve gelişen dünyaya adapte olmak kolay değildir. Her nesil, bir sonraki neslin devamı niteliğini taşımaktadır. Dolayısıyla ebeveynler, bilgilerini tazelemeli ve sürekli yeni gelişmeleri takip etmelidir. Bu süreçte asıl olan, çocuğun fiziksel ve ruhsal sağlığının birbirine olan kombinasyonudur.

 

Çocuk gelişim sürecinde, aile içerisinde sadece olumlu değil olumsuz örneklere de açıktır. Ailenin birbirine olan tutumları, iletişimi ve uyumu oldukça hassasiyet gösterilmesi gereken bir konudur. Grupların kendi içinde bir dinamiği olduğunu düşünürsek, ailenin de kendi içerisinde bir dinamiği ve onu takip eden duygu, düşünce ve davranış modelleri vardır. Ruh bilimciler, sağlıklı bir birey için çizilen çerçeveler ve ona entegre olmuş bireylerin varlığını sürdürmesinden örnekler vererek tasvirlerde bulunurlar. Bunun içinde bazı önkoşullar gerekmektedir.

 

Aileye düşen sorumlulukların ebeveynler arasında pay edilmesi, çocuğun kimlik kazanmasına yardımcı olurken gelişim süreçlerine paralel davranılması gibi benzeri süreçler yer alır. Çocukla danışma oldukça zorludur. Çocuk, yaşadığı duyguları bütün çıplaklığıyla yansıtır. Eğer iyi bir duygu okuyucusuysanız rahatlıkla dünyalarını keşfedebilirsiniz. Çocukların duyguları, savunma mekanizması kullanılmadan, olduğu gibi en yalın haliyle karşımıza çıkar. Bu nedendendir ki, oldukça hassas ve kırılgan tutuma sahip olabilirler. Odak noktasında varlığı sürdüren çocuk sağlıklı ebeveynlerin katkısı ile gelişir, büyür ve sosyal kimlik kazanır.

 

Sağlıklı ebeveyn özellikleri arasında; sorumluluk sahibi, iletişime ve yeniliklere açık, aile dinamiğine uygun, çocuğun gelişiminde aktif rol oynayan, davranış rol ve modellerini benimsemiş ve yönlendirme yapmaya açık ve oldukça dikkatlidir. Bunu küçük bir örnekle taçlandıralım: Alışveriş merkezine giden bir ailenin yaşadığı olumsuzluklar mesela. Çocuğun kontrol mekanizmasının gelişmemesi ve ailenin kontrolsüz tutumları süreci zora sokabilir. İsteklerin artması, hayır kelimesinin çocuk için bir anlama gelmemesi gibi. İstediklerini aldırmak için ağlayan, tepinen ve sinir krizine girmiş bir çocuk veya çocuklar ve kontrolün kimde olduğunu bilmeyen ebeveynler.

 

Bu senaryo oldukça tanıdık değil mi?

 

Bu tip örneklere oldukça rastlanır. Peki, ebeveyn bu durumda nasıl bir çözüm üretiyor dersiniz? Benim gözlemlerim çözüm üretmeye yönelik davranışlar değil; aksine çocuğun hareketlerini pekiştirmeye yönelik  davranışlar oluyor. Çevrenin baskısıyla beraber çocuğun kontrolsüz sinir krizi/öfke nöbeti sonucunda burada tek bir kazanan oluyor, o da çocuk. Çocuk almak istediği hazzı yaşarken, ebeveyn bu süreçte oldukça yıpranıyor ve kontrolü bir türlü elinde tutamıyor.

 

Çocukla danışmanın bir diğer önemi, ailenin/ebeveynin yetersiz kaldığı durumlarda bir acil bir yardım niteliğinde bir danışma sürecinin başlaması ve süreçleri gözlemlememize yardımcı olması. Çocukla danışma esnasında çocuğun gizli kalmış veya yansıtamadığı duygu ve davranışların dışavurumunun rahatlıkla gerçekleştiği, anlaşıldığı ve buna yönelik bilinçli çözümler uygulama fırsatı sunduğu bir ortam sağlar. Çocuğun kendini özgürce ifade edebildiği (Korkmadan, baskılanmadan, yargılanmadan vb.), kendini bu ortamın bir üyesi veya parçası olarak gördüğü ve karşısındaki kişinin onu anladığının farkında olduğu bir durumdur. Bu ortamda aileye düşen roller arasında bu sürecin işleyişine ayak uydurmakla kalmayıp süreci destekleyici tutum ve davranış içerisinde olmak, psikolojik tedavinin ivme kazanmasına ve iyileşme sürecinin daha hızlı toparlanmasına katkıda bulunmak da vardır.

 

Çocukla Danışma Terapi türleri nelerdir?

Günümüzde tercih edilen birçok çocukla danışma terapi türleri  vardır:

  • Oyun terapisi,
  • Kum terapisi,
  • Farkındalık temelli bilişsel terapi,
  • Diyalektik davranışçı terapi,
  • Kişiler arası ilişki terapisi,
  • Bilişsel davranışçı terapi,
  • Grup terapisi,
  • Sanat terapisi,

 

Aile terapisi vb. terapiler yaygın olarak kullanılmaktadır. Çocuklar bu çeşitli terapiler sayesinde, kendi kişilik özelliklerine uygun terapiler görüp istedikleri/rahat oldukları şekilde kendilerini ifade edebilmektedir. Bu çeşitlilik, psikologların her çocuğa ulaşabilmesini sağlar. Keşfedilmemiş veya keşfedilmeyi bekleyen birçok durumla karşılaşmaktayız. Örneğin, sanat terapisi (Resim analizi), aile içindeki ilişkileri öğrenmemize, anne ve babanın çocuğun gözünde nasıl bir rolü olduğunu gözlemlememize yardımcı olur. Eğer evde psikolojik veya fiziksel bir şiddet hâkimse, çocuk bunu kâğıda dökerek anlatabilir. Resim analizi yapan uzmanlar,  semboller ve figürler sayesinde altta yatan mesajın anlaşılmasına yardımcı olur.

 

Aile Bağlamında Çocukla Danışma Nedir ve  Çocukla Danışma Nasıl Olmalıdır ?

Aile terapisi modeli, ailedeki süreçlerini  ve etkileşimli kalıpları belirlemede büyük önem verilmelidir. Ailenin sorunları çözmesi gereken kaynakları ortaya koyarak, çocuğun davranışını nasıl etkilediğini anlayarak ilerlemek, çocuğun içinde yaşadığı sorunları tanımlayarak, aile içindeki etkileşimleri, çocuğun olumsuz davranışlarını sağlayan olayları gözlemlemek ve yorumlamak ve her birey için daha konforlu bir ortamın sağlanmasında oldukça etkilidir. Aile terapisi modelinde etkili olan etkileşimleri belirlemek ve uygulamak önemlidir. Örnek kalıplar olarak; Aile ve birey algılarını paylaşmak, geri bildirimde bulunmak ve farkındalık yaratmak oldukça etkilidir. Danışma sürecinde aile ve çocuk etkileşimi sağlanmalı ve danışmanla beraber ortak hareket edilmelidir. Sürecin pekişmesinde, hedeflenen kaynaklara erişim sağlanmasında ve çocuğun kendini huzurlu hissetmesinde rol oynayan temel süreçlerdir.

 

Çocuğa özgü terapi ve danışma becerileri sergilenmelidir. Çocuk için doğru olan yöntem ve tür, çocuğun kendini özgürce ifade edebilmesini destekler ve sorunun ne olduğunu anlamamızı sağlar. Doğru algılanması çocuğun tedavisine katkı sağlarken, aile içerisinde de olumlu adımlar atılmasına neden olur. Terapi esnasında çocuk rahatlar ve bu rahatlığın getirmiş olduğu hissiyatla aile sırlarını veya saklanan gerçekleri danışmana aktarması, aile içerisindeki anne ve baba figürünün de var olan olumsuz süreçlerinin çözüme kavuşmasında oldukça etkilidir.

 

Ailenin Çocuk Üzerindeki Rolü ve Rolleri Nelerdir ?

Aile, çocuk için bir otorite figürüdür. Davranışlarını ve düşüncelerini gerektiğinde destekleyici, gerektiğinde ise kontrol edici bir güce sahiptirler. Fakat bu her zaman böyle sonuçlanmayabilir. Ailenin çocuk üzerinde fazla söz hakkına sahip olması veya çocuğun aile üzerinde fazla söz hakkına sahip olması idealize edilmiş durumlardan değildir.

 

Aile üyeleri arasında, çocuk üzerindeki etkinin eşit olması gerekir; bir üye diğerinden baskın olmamalıdır. Ayrıca, kendini önemsiz hissetmemesi ve kendi iradesiyle hareket edebileceğinin ve  kararlar alabileceğinin farkında olması; kendini diğer üyeleriyle  eşit görmesi önemlidir. Aile içindeki bu denge sağlanmazsa üyeler arasındaki ilişkileri zedeleyebilir ve ileride duygusal ve psikolojik sorunlar yaratabilir.

 

Çocuğa Hayır Demeyi Öğretmek (Çocuk – Ebeveyn İlişkisi)

Çocuk ebeveyn ilişkisindeki temel sorunlardan bir tanesi de kontrol mekanizmasıdır. Ebeveyn, bu ilişkiyi dengede tutmalı ve bazı temel kavramları ve kelimeleri öğretmelidir. ‘’Hayır’’ kelimesinin olumsuz bir anlamı olduğunu hepimiz bilmekteyiz fakat, çocuğa bunun ne anlama geldiğini ve neden hayır cevabı aldığını bilmesi gerekmektedir.

 

Günümüzde ‘’hayır’’ kelimesinin veya eş anlamlı bir kelimenin ne ifade ettiğini kavrayamamış çocukların olması, yaşamı boyunca karşısına çıkabilecek sıkıntılara örnek olabilir. Kontrol mekanizmasının en önemli yönü, kişinin karşısına çıkan veya çıkmakta olan durumların yorumlanması ve karar verme süreçlerinin sağlıklı bir şekilde ilerlemesine katkı sağlayan mekanizma olmasıdır.  Verilmek istenilen mesajın doğru bir şekilde aktarılması hem ebeveyn hemde çocuk için anlaşılır olmasına katkı sağlar. Bu katkı, istikrarı da beraberinde getirecektir.

 

Örnek verecek olursak; mukayese (Karşılaştırma) yönünün gelişmesi ve günlük hayatta her alanda uygulamasının kolay olabileceği durumlardır. Var- yok, evet -hayır, lütfen gibi kavramların net bir şekilde anlatılması ve çocuğa sınırlarının en azından belli bir zamana/ yaşa  kadar ne olduğunun hatırlatılması gerekmektedir.

 

Kaynakça ve İleri Okuma:

  • Geldard, K., Geldard, D., & Foo, R. Y. (2013). Counselling children: A practical introduction. Sage.

 

Yazar:  Bengi ÇİÇEK

 

Yorum yapın