Asetilkolin Salınımı ve Eksikliğinde Ortaya Çıkabilecek Demanslar

Asetilkolin Nedir ?

Asetilkolin ilk bulunan, nöronlar arası iletişimden sorumlu beyin kimyasalıdır.  Asetilkolin İngiliz bilim adamı Henry Hallet Hale tarafından 1914 yılında keşfedilmiştir fakat Alman farmakolog Otto Loewi , 1921 yılında kurbağa kalbinde yavaşlatıcı etkisi olan vagus sinirinin uyarılmasına bağlı olarak sinir ucundan salıverilen kimyasal bir maddenin başka bir ortamda yer alan başka bir kurbağa kalbinin atım sayısını yavaşlattığını kanıtladı ve buna ‘’parasimpatin’’  adını verdi, daha sonra bu maddenin asetilkolin olduğu anlaşıldı. 

Asetilkolin Reseptörleri ve Reseptörlerin Görevleri Nelerdir ?

Asetilkolin, nöronlar ve kas hücreleri arasındaki sinaps kısmında ve beyin bölgelerinde  bulunur ve kolinerjik denen sinir uçlarından salgılanır. Asetilkoline duyarlı reseptörlere (alıcılara) kolinerjik reseptör denir. Asetilkolin reseptörleri kendi aralarında nikotonik ve muskarinik reseptörler olarak ikiye ayrılır. Muskarinik reseptörlerin etkisi nikotonik reseptörlere göre daha yavaş başlayıp daha uzun sürer. Nikotinik Kolinerjik reseptörler  ise çok çabuk etki gösterirler.

 

Muskarinik reseptörleri 5 alt tipe ayrılır. Bunlar M1, M2, M3, M4, M5 reseptörler olarak geçer. Muskarinik reseptör alt tiplerinden M1 beyin korteksi, striatumda ;  M2 kalpte, beyincikte ;  M3 salgı bezlerinde ve düz kaslarda ; M4 striatumda ;  M5’in  ise substansiya nigrada alıcıları yüksektir. Nikotinik reseptörler ise çizgili kas tipi ve nöron hali olarak iki tiptedir.  Nöron hali; uyanıklık, uyku, yorgunluk, anksiyete, ağrı duyusunun merkezi olarak işlenmesi, gıda alımı ve çok sayıda  fizyolojik işlevlerde kritik önemi bulunan nörotransmitter salınımı gibi süreçleri düzenler.

Asetilkolin Salınımı

Muskarinik reseptörler aracılığı ile asetilkolin, fizyolojik olarak baktığımızda  kalbin atım hızını yavaşlatır, kalbin kasılma gücünü azaltır, gözyaşı, tükürük ve sindirim sistemi salgılarının salgılanmasını uyarır, iç organlarının hareketlerini hızlandırma süreçlerinden sorumludur. Asetilkolin beyinde de bulunur ve beyindeki en önemli işlevi beynin septum denilen bölgesi ile hipokampus arasında yer alan yolakta iletişim sağlayarak öğrenme ve özellikle de bellek süreçlerinin düzenlenmesine aracılık etmektedir.

Asetilkolin Salgısının Bozulması Sonucu Demans

Beyinde septum denilen bölge ile hipokampus arasında yer alan yolaktaki nöronların hasar olması sonucu iyi çalışmaması, asetilkolin azalması ya da eksikliği öğrenme güçlüğü ve bellek bulanıklığından, halk arasında bunama denilen demans durumunun ortaya çıkmasına neden olur. Demans ilerleyici bir durumdur ve beynin bellek, dikkat, dil becerileri ve problem çözme yeteneğini giderek kaybetmesi sonucunda kendini gösterir.

KAYNAKÇA:

Tayfun Uzbay – Görünmeyen Beyin

http://www.turkjbiochem.com/2006/141_150.pdf

http://www.ctf.edu.tr/stek/pdfs/62/6211.pdf

Yazar: Bahri Can ÖĞÜN

 

“Asetilkolin Salınımı ve Eksikliğinde Ortaya Çıkabilecek Demanslar” üzerine bir yorum

Yorum yapın