Anksiyete Nedir ? Anksiyete (Kaygı Bozukluğu) Belirtileri

Anksiyete nedir?

Anksiyete ya da Kaygı Bozukluğu; nedeni bilinmeyen, içten  gelen, belirsiz, korku, kaygı, sıkıntı, kötü bir şey olacakmış endişesi ile yaşanan bir bunaltı duygusudur. Sürekli kaygı ve gerilimin veya diken üzerinde olmanın tıp dilindeki karşılığı olan anksiyete, her memelide bulunan ve hayatın sürdürülebilmesi için gerekli olan bir beyin tepkisidir. Anksiyete aslında potansiyel olarak tehlike yaratabilecek durumlara yönelik ortaya çıkan organizmanın biyolojik bir uyarı sistemidir. Kaygılı ve gerilimli ruh hali süreklilik kazanmış, kişinin endişeli ve korkuları günlük rutin faaliyetlerinde aksamalara neden olacak boyutlara ulaşmışsa “yaygın veya genel anksiyete bozukluğu” söz konusudur. 

Anksiyete belirtileri nelerdir?

Panik ataklar anksiyetenin yaşam kalitesini en çok bozan ve kişiyi en çok yıpratan türüdür. Korku, irkilme, ciltte solukluk, çarpıntı, sırt ve baş ağrıları, yutkunma ve nefes almada zorluk, terleme, ağız kuruluğu, midede yanma, bulantı, kusma, ishal ve sık sık idrara çıkma gibi bazıları anksiyetenin birçok çeşidinde ortaya çıkan belirtiler panik ataklar sırasında oldukça şiddetli ve rahatsız edici biçimde görülür. Anksiyete görünümleri kişiden kişiye değişir yani yukarıdaki belirtilerin hepsi oluşacak diye bir durum söz konusu değildir. Örneğin bazı hastalarda yutkunma ve nefes almada zorluk; bazı hastalarda ise midede yanma, bulantı, kusma, ishal gibi semptomlar oluşur.

Anksiyete beyinde nasıl oluşur? Anksiyetenin Nöropsikolojisi

Önemli bir limbik yapı olan amigdala korku ve anksiyete oluşumunda oldukça kritik bir kavşak noktasıdır. Ansiyetenin her çeşitinde amigdala kilit noktasıdır. Anksiyetede bütün yollar amigdalaya ve amigdalanın yarattığı korku dürtüsünün ön alın lobunda kontrol edilememesine dayanır.

Uzun süreli anksiyete bozukluğu olanlarda beyin görüntülemede amigdalanın büyüklüğünün arttığı gözlenebilir. 

Anksiyetenin genetik bir etkisi var mı?

Anne baba veya kardeşlerinde ya da başka yakın akrabalarında ansiyete olan kişilerde anksiyete görülme riski artar, ancak bu her zaman söylediğimiz gibi ailesinde anksiyete bozukluğu olan her kişide görüleceği anlamına gelmez. Anksiyete birçok diğer beyin/zihin hastalığı gibi birden fazla genin katkısı, karşılıklı etkileşimi ve çevresel faktörlerle oluşan bir durumdur.

Anksiyete tedavisi

Anksiyetenin birçok türü bir çok kişide bilişsel davranışçı terapiler ve psikolog desteği ile kolayca halledilebilir. Dirençli panik bozuklar ve travma sonrası stres bozukluğu gibi durumlarda ilaçla tedaviye ihtiyaç duyulabilir. Ansiyete tedavi edici ilaçlar amigdalanın yarattığı korku terörünü ön alın lobunun kontrol etmesine yardımcı olacak veya ön alın lobuna doğru analizi yapabilmesi için zaman kazandıracak etkilere sahiptir.

Anksiyete tedavisi için son derece etkili ilaçlar geliştirilmiştir, ancak bunları gönül rahatlığı ile kullanmamıza engel olan iki kritik durum söz konusudur. Bunların birincisi kişiyi rahatlatan etkilerine süratle tolerans gelişmesi, yani ilacın etkilerinin giderek azalması, ikincisi ise belli bir süre kullanım sonrası bağımlılık yapmalarıdır. 

Kaynakça ve İleri Okuma

http://www.ctf.edu.tr/stek/pdfs/47/4719.pdf

 

Yazar: Bahri Can ÖĞÜN

Yorum yapın